HASAN RASTGELDİ: “ARTIK SANAT HER YERDE AMA KALICI DEĞİL”
Kendisini çağdaş Türk resmine adamış Hasan Rastgeldi, ülkemizin belki de en çok üreten uluslararası ressamlarından.
Anadolu’ya dair duygularını eserlerinde öyle bir yansıtıyor, canlı renklere öyle bir dokunuyor, bu topraklara dair her bir ögeyi tuvallerine öyle bir taşıyor ki hayran kalmamak mümkün değil. Anadolu insanını işleyen, kadim kültürüne ait değerleri ele alan Urfalı Hasan Rastgeldi, geldiği toprakları fırçasıyla işleyip, kendi penceresinden dünyaya açılan sanatçılarımızdan.
Kuzeni olan ve 2020 yılında yitirdiğimiz Türk medyasının usta kalemi Bekir Coşkun ile sanat ve siyaseti birleştiren ‘Yazının Rengi’ adlı sergi oldukça ses getirmişti.
Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetlerde hiç durmayan, ruhunun beslendiği yerleri, Anadolu’yu işleyen kıymetli sanatçımız Hasan Rastgeldi’ye sizler için sordum. İlgili sanat severler 3 Mayıs’a kadar Amerikan Kültür Merkezinde sergilenecek olan Retrospekfif Resim sergisini mutlaka ziyaret edin, keyifli okumalar.
“PALETİNİZDEKİ BOYAYI KURUTMAYIN”
*Hasan Bey aslında resim öğretmenisiniz. Öğretmenlikten sanatın özgür kanatlarına geçişiniz nasıl oldu?
HASAN RASTGELDİ- Gazi Eğitim Enstitüsü çok değerli eğitimciler, sanatçılar yetiştirmiş bir kurumdur. Ben donanımlı bir öğrenci olarak mezun oldum. Buca Eğitim Fakültesine atanınca öğretmenlik yıllarımdaki verimsiz çalışmaları kapatmak için çok yoğun bir çalışma sürecine girdim. Resimde yetenek kadar sürekli çalışmanın da rolü büyüktür bu bakımdan genç arkadaşlara tavsiyem paletlerindeki boyayı kurutmasınlar.
*Çok üreten bir sanatçısınız. Durağan dönemleriniz sanki hiç olmadı ama olduğunda o ruh halinden çıkışınızı merak ettim…var mı bir formülünüz?
HR- Sanat alanında en kısır dönemim Siirt ve Urfa Öğretmen Okullarında resim öğretmeni olarak çalıştığım 1970- 1982 yılları arasıdır. Bu yıllarda halkbilimleri dalında araştırma ve derlemeler, giyim kuşam, gelenek görenek ve halkoyunları dalında çalışmalarım oldu. Yarışmalarda ödüller aldık, televizyon programları hazırladım ve sahne tasarımlarım oldu. Aynı uğraşları Buca’ya atandıktan sonra İzmir de halkoyunları konservatuvarında da sürdürdüm. Bu birikimler sonraki çalışmalarımda esin kaynağı oldu. Her sanatçının durağan dönemi olmuştur. Benim bu ruh halimden çıkmam atölyemde sürekli çalışmam ile olur. Hemen hemen her gün mutlaka atölyeme gider tuvallerimle baş başa yeni oyunlar kurmaya başlarım.
*Rahmetli Bekir Coşkun ile iki Urfalı kuzen olarak verdiğiniz ‘Yazının Rengi’ adlı siyaseti ve sanatı yan yana getiren serginiz oldukça ses getirmişti. Hem o fikri hem de siyasetin merkezimizde olan hayatlarımızda bu iki zıt kavramın birlikteliğine nasıl bakıyorsunuz?
HR- Bekir Çoşkun ile kuzeniz. Urfa’nın Tülmen köyünde berber büyüdük. Lise yılların da Ankara’da üniversite yıllarında beraberdik. ‘Yazının Rengi’ projemiz sevgili Bekir ve Andre’nin sevimli köpeği Pako’nun ölümü üzerine Bekir ‘Ayrılık’ diye bir köşe yazısında Pako’yu yazdı. Ben de bu yazıdan esinlenerek Pako’nun bir tablosunu Andre’ye hediye ettim. Projemiz bu düşünce ile ortaya çıktı. Sonrasında Bekir’in farklı gazetelerde yazdığı 41 köşe yazısını daha resimledim. Projemizin adını ‘Yazının Rengi’ koyduk. Bu sergi Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya ve Eskişehir’de sergilendi. Yazı ve resim her dönem iç içe olmuştur. Gerek yabancı gerek Türk ressamları eserleri şiir içerikli yazılarla bezemişlerdir.
SANATÇININ TAVRI OLMALIDIR
*Sanatçının duruşu ile ilgili bir kısım apolitik olmalı derken diğer kesim ‘sanatçının tarafı belli olmamalı’yı savunuyor. Siz hangi fikre kendinizi daha yakın hissediyorsunuz?
HR- Sanat ve siyaset karşılıklı iki kutuptur. Sanat, özgürlüğün, çağdaşlığın peşindedir; muhalif sesi ile kendi politikasını savunur. Resim, edebiyat, sinema bu alanda daha ön plandadır. Sanatçı tavrını belli etmelidir. Sanat tarihinde bu tavrı belli eden büyük sanatçı vardır. Picasso Guernica, Goya Kurşuna Dizilenler eseriyle faşizmin karşısına dikilmişlerdir ve evet sanatçı tavrını belli etmelidir.
ANTİK DEĞERLERİ ÇÖZÜMLEYEN BİR GÖRSEL DİLE ULAŞTIM
*Eserlerinizde müthiş renklilik var ama aynı zamanda dinginlik ve hacim de var. Resimdeki yapım serüveninde öne çıkan kavramlar nelerdir?
HR- Resimlerimde renklere duyarlıyım. Son zamanlarda rengin bu olağanüstü etkisini farklı boyalarla yoğun dokulara yüklemeye başladım. Böylece oluşan katmanalar anlamlı hacimler oluşturdu. Antik değerleri çözümleyen bir görsel dile ulaştım.
* ‘Masalın İçinde’ serginizde Anadolu medeniyetleri, sembollerini ve esasen masalları ele aldınız. Neler esin kaynağınız oldu?
HR- Masallar insana ve hayata dair her şeyin bin bir kılıkta karşımıza çıktığı büyülü bir sahneye benzer. Bu sahneler her anlatıcının dilinde yeniden kurulur. Ben de bu resimlerimde başlangıcı binlerce yıl öncesine uzanan bu masalları yorumluyorum. Çatalhöyük’ten Tanrıça İnanna’ya, Kral Midastan Turuvalı Helen’e, Urartulardan İyonya’ya Anadolu’nun kültürel zenginliklerini tuvallerime aktarıyorum. Bu serimde antik bir dil vardır. Kolajlar, dokular farklı metaryeller temel resim elemanlarına eşlik ederler.
*Çocukluğunuz Anadolu’sunda hafızalarınızda kalan ve bizimle paylaşabileceğiniz anılar var mı?
HR- Çocukluluğumu köyde yaşadım. Köyde iki akar pınar vardı. Çocukluluk arkadaşlarımla bütün günümüz pınar başında çamurlar ile yaptığımız oyunlar, oyuncaklarla geçerdi. Farkında olmadan üç boyutlu modülasyonla uğraşırmışız meğer o pınar başını ,tozlu köy yollarına çizdiğim resimleri de unutamam.
*Ne güzel anılar…Peki hocam günümüzde bir çok yeni teknikler, hızlı ve seri yapılan eserler var. Bu bağlamda resimde sanat olgusu için neye bakmalı?
HR- Rönesans Sanatı 14.yüzyıldan 17 yüzyıla kadar devam etti. Halen de sanatçılara yön yeren etkisi sürmektedir. Günümüzde oluşan akımlar ise çok kısa ömürlü, çoğu işlevini tamamlamadan unutuldu. Artık sanat her yerde ama kalıcı değil. Bu bağlamda resimde ‘Sanat’ olgusu için kalıcılığa bakmalıyız.
*Sanatçı olarak farklı dönem sanatseverleri ile bir araya geldiniz. Bugünün sanatseverlerini nasıl analiz edersiniz?
HR- Sanata daha bilinçle yaklaşan sanatseverler çoğalıyor. Çünkü ellerinde her türlü sanata ulaşabildikleri teknoloji harikaları var. Daha çok okuyor, daha çok araştırıyorlar.
*Hocam Hasan Rastgeldi tarzı var. Hiç bu tarzdan çıkmak istediğiniz, farklı ve deneysel çalışmalarda bulunmak istediğiniz oluyor mu ve bu sizce sanatçı için risk midir?
HR- Tarzınız imzanızdır. Çoğu sanatçı tarzlarından kolay kolay çıkmak istemezler. Ben deneysel çalışmalara açık birisiyim. Resimlerimde fazla tekrarı sevmem. Bu yüzden sanat yaşamımda farklı seriler ürettim. İlk resimlerim Anadolu’dan özellikle kırsal güneydoğudan, peyzajlar ve köy yaşamını ele aldığım kompozisyonlar oluşturdu. 1990 yıllarından sonra
*Bir Anadolu Bin Anadolu
*Anadolu Tanrıçaları -Anadolu Tanıtları Serisi
*Antik Tabaklar
*Yazının Rengi Projesi
*Kuşlarla Yaşam
*Masalın İçinden Serileri
Gerek temaları, gerek teknik özellikleri bakımından saydığım seriler deneysel çalışmalarımın ürünleridir.
*Son serginiz Amerikan Kültür’de “Ben Anadolu” Retrospektif Sergi ile sanatseverle buluştunuz. Hocam sergide eserleri nasıl okumalıyız?
HR- Ben Anadolu sergimde 1970 yılında Devlet Resim Heykel sergisine katıldığım ilk resimden son dönem resmimi birlikte sergiliyorum. İzleyiciler bu sergimde resim serüvenimi farklı tarzları göreceklerdir.
SOHBETTEN İZLENİMLERİM
*Çok beyefendi
*Esprili
*Hoşgörülü
*Kendini sanatına adamış,
*Duruşu olan, entelektüel birikimi yüksek bir sanatçı
KİMLİK
*1945 Urfa’nın Tülmen köyü doğumlu
*Okuduğu okullar: Gazi Eğitim 1970 mezunu ,
*Burcu: Koç
*Bekar-aile: Evli, biri ressam diğeri sanat tarihçisi iki kız babası.
*İlgi alanları : Seyahat ,müzeler, sanat kitapları sergiler , ziraat ile uğraşırım, doğa ve doğa olayları ilgi duyduğum alanlardır.
KISA KISA SORULAR
*Resim olmasaydı hangi sanat dalını seçerdiniz? Müzik
*Bir tablo olsanız hangisi olmak isterdiniz? Pablo Picasso ‘Guernıca’
*Bir renk olsanız? Mor rengi resimlerimde en çok mor rengini kullanır ve severim
*Bir masal olsanız? Leyla ile Mecnun masalı olmak isterdim.
*Anadolu’nun nesine vurgunsunuz? Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerine vurgunum.
%YÜZDE YÜZ
1-Senin için yüzde yüz tek gerçeklik nedir? Üretmek
2- Yüzde yüz olmak istediğin yer neresi? Doğduğum köy
3- Yüzde yüz güvendiğin kişi? Eşim
4- Yüzde yüz bilmek istediğin şey? (kimsenin bilmediği ve senin öğrenmek istediğin bir şey) Ölümden sonrası cennet ve cehennemin sanat platformları
*Kimin beyninde olmak isterdin? Albert Einstein
*Kimin gözleriyle dünyayı görüp, algılamak isterdin? Van Gogh’un gözleri
B-NOKTALI YERLERİ DOLDUR?
1-….çok iyi yaparım: Resim
2-…hiç beceremem : Yalan söylemek
3-Çevrem beni…….biri olarak tanımlar: Çevrem beni samimi biri olarak tanımlar
4-Az kişi bilir ben…..biriyim: Komik biriyim.
D-SANA DAİR KISA KISA
*Ressam olmasan ne olmak isterdin?: Çiftçi olmak isterdim.
*50 yıl önceki haline döndün, ona ne öğüt verirdin? : Sanatta yol almak çok çalışmakla olur, daha çok çalışmasını öğütlerdim.
*Hayat motton varsa nedir?: Sevgi her şeyin ilacıdır.